Yazılar

Doğalgaz basınç düşürme istasyonları (BDİ), iletim hatlarından gelen yüksek basınçlı gazı şehir şebekeleri ve sanayi tesisleri için güvenli seviyelere düşürür. Ancak bu işlem sırasında enerji tüketimi oldukça yüksektir. Isıtıcı sistemler, regülasyon vanaları, otomasyon ekipmanları ve kompresörler istasyonun enerji yükünü oluşturan başlıca bileşenlerdir. Günümüzde artan enerji maliyetleri ve karbon emisyonlarını azaltma hedefleri, BDİ’lerde enerji verimliliğini artıracak yöntemlerin uygulanmasını zorunlu hale getirmiştir.

Energy Efficiency and Optimization Methods in Natural Gas Pressure Reduction Stations

 

ENERJİ TÜKETİM KAYNAKLARI

Regülasyon Vanaları ve Isıtıcı Sistemler
Doğalgaz, basıncı düşürüldüğünde Joule–Thomson etkisi nedeniyle soğur. Bu soğuma, gazın şebekede donma riskine yol açabileceği için istasyonlarda gaz ısıtıcıları kullanılır. Ancak ısıtıcılar yüksek enerji tüketimine sebep olur.

Kompresörler ve Pompalar
Bazı istasyonlarda basınç dengesini sağlamak veya gazı ölçüm sistemlerine yönlendirmek için ek pompa ve kompresörler kullanılır. Bu ekipmanlar yüksek elektrik tüketimine neden olabilir.

SCADA ve Otomasyon Ekipmanları
SCADA sistemleri ve sensörler nispeten düşük enerji tüketse de, istasyonun sürekli enerji ihtiyacına katkı sağlar.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ YÖNTEMLERİ

Isı Geri Kazanım Sistemleri
İstasyonlarda kullanılan atık ısı geri kazanım üniteleri, yanma sistemlerinden çıkan sıcak gazların tekrar kullanılarak ısıtıcıların yükünü azaltmasını sağlar.

Yüksek Verimli Isıtıcılar
• Kondenzasyonlu kazanlar ve yüksek verimli eşanjörler, klasik ısıtıcı sistemlerine göre %15–20 daha fazla verim sağlayabilir.
• Örnek: Avrupa’da bazı istasyonlarda gazın ısıtılması için elektrikli rezistans yerine eşanjörlü sistemler kullanılmaktadır.

Basınç Enerjisinden Elektrik Üretimi (Turboexpander Sistemleri)
Doğalgazın yüksek basınçtan düşük basınca düşürülmesi sırasında açığa çıkan enerji, turboexpander türbinleri ile elektriğe dönüştürülebilir.
• Avantaj: İstasyonun elektrik ihtiyacı karşılanır, fazlası şebekeye verilebilir.
• Verim: 10–20 MW büyüklüğünde elektrik üretim kapasitesi mümkündür.

Kaçakların Önlenmesi
Vanalar, bağlantı elemanları ve contalarda oluşabilecek küçük kaçaklar bile ciddi enerji kayıplarına neden olur.
• Kaçak debisi, orifis denklemi ile hesaplanır:
Q = Cd · A · √(2 · ΔP / ρ)
• Kaçakların önlenmesi için düzenli sızdırmazlık testleri yapılmalıdır.

Akıllı Kontrol Algoritmaları
• SCADA sistemleri, yapay zekâ tabanlı algoritmalarla desteklenirse enerji tüketimi optimize edilebilir.
• Örnek: Regülasyon vanalarının kademeli açılıp kapanmasıyla ani basınç düşümlerinden kaynaklanan ısıtıcı yükleri azaltılabilir.

MÜHENDİSLİK HESAPLAMALARI

Basınç Düşümünde Açığa Çıkan Enerji
W = ṁ · R · T · ln(Pin / Pout)
• ṁ: Kütlesel debi (kg/s)
• R: Gaz sabiti (J/kg·K)
• T: Mutlak sıcaklık (K)
• Pin, Pout: Giriş ve çıkış basınçları (Pa)
Bu formül, turboexpander sistemlerinin potansiyel elektrik üretim kapasitesini hesaplamada kullanılır.

Isı Tüketim Hesabı
Q = ṁ · Cp · ΔT
• Cp: Gazın özgül ısısı

UYGULAMA ÖRNEKLERİ

Türkiye: BOTAŞ şehir giriş istasyonlarında kondenzasyonlu kazanlar ile enerji tüketimi azaltılmaktadır.
Avrupa: İtalya ve Almanya’da bazı istasyonlarda turboexpander kullanılarak elektrik üretimi yapılmakta, yıllık milyonlarca kWh enerji geri kazanılmaktadır.
Japonya: SCADA + yapay zekâ entegrasyonu ile enerji tüketiminde %15–20 tasarruf sağlanmıştır.

SONUÇ

Doğalgaz basınç düşürme istasyonlarında enerji verimliliği, hem ekonomik kazanç hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir.
• Verimli vana ve ısıtıcı sistemleri,
• Atık ısı geri kazanımı,
• Turboexpander ile elektrik üretimi,
• Kaçakların önlenmesi ve akıllı kontrol algoritmaları sayesinde istasyonlarda %20’ye varan enerji tasarrufu mümkündür.
Gelecekte, yapay zekâ tabanlı tahmin sistemleri ve dijital ikiz uygulamaları ile daha yüksek verimlilik seviyelerine ulaşılacağı öngörülmektedir.

Atık su arıtma tesisleri, çevre korumanın yanı sıra enerji, su ve kaynak yönetimi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Ancak bu tesislerin çalıştırılması yüksek enerji tüketimi, kimyasal kullanımı ve işletme maliyetleri ile doğrudan ilişkilidir. Verimlilik; hem işletme maliyetlerini azaltmak hem de çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için temel hedeflerden biridir.

Bu yazıda, atık su arıtma tesislerinde verimliliği artırmaya yönelik mühendislik yöntemleri, teknolojik çözümler ve optimizasyon stratejileri ele alınacaktır.

Atık Su Arıtma Tesislerinde Verimlilik ve Verimliliği Artırma Yöntemleri

ENERJİ VERİMLİLİĞİ: POMPALAR, BLOWER’LAR VE MOTOR SİSTEMLERİ

Atık su arıtma tesislerinin enerji tüketiminde en büyük payı pompalar ve blower’lar alır.

  • Yüksek Verimli Motorlar (IE3-IE4): Elektrik motorlarının verimlilik sınıfı yükseldikçe, enerji tüketimi %10–15’e kadar azaltılabilir.
  • Değişken Hız Sürücüleri (VFD): Debi ve basınç ihtiyacına göre motor hızını ayarlayarak %20–30 enerji tasarrufu sağlar.
  • Oksijen Kontrolü: Havalandırma havuzlarında, çözünmüş oksijen (DO) sensörleri ile otomatik kontrol, gereksiz hava beslemesini önler.

Formül – Pompa Gücü Hesabı:

P = (ρ ⋅ g ⋅ Q ⋅ H) / η

• ρ: Su yoğunluğu (kg/m³)
• g: Yerçekimi ivmesi (9,81 m/s²)
• Q: Debi (m³/s)
• H: Basma yüksekliği (m)
• η: Verim

Mühendislik Notu: Blower sistemlerinde 1 mg/L fazla oksijen çözündürmek, yıllık enerji tüketimini %5 artırabilir. Bu nedenle DO sensörleri kritik önemdedir.

KİMYASAL KULLANIMININ OPTİMİZASYONU

Arıtma tesislerinde kullanılan koagülantlar, flokülantlar, pH düzenleyiciler yüksek maliyet oluşturur.

  • Online Kimyasal Dozaj Kontrolü: Sensör tabanlı otomatik sistemler, kimyasal kullanımını %15–25 oranında azaltır.
  • Polimer Seçimi ve Dozajı: Çamur susuzlaştırmada uygun polimer seçimi, filtreleme verimini artırır ve çamur bertaraf maliyetini düşürür.
  • Alternatif Kimyasallar: Kireç ve alüminyum tuzları yerine demir bazlı çözeltiler, bazı endüstriyel atıklarda daha düşük maliyetli olabilir.
Optimizasyon Uygulaması Ortalama Tasarruf Ek Etki
Online dozaj kontrol sistemi %15–25 Daha istikrarlı çıkış suyu
Uygun polimer seçimi %10–15 Daha kuru çamur
Alternatif kimyasal kullanımı %5–10 Daha düşük tedarik maliyeti

ÇAMUR YÖNETİMİ VE ENERJİ GERİ KAZANIMI

Çamur, arıtma tesislerinin en büyük yan ürünüdür ve doğru yönetilmediğinde ciddi maliyetlere yol açar.

  • Anaerobik Çürütme: Çamurdan biyogaz üretilerek kojenerasyon sistemlerinde elektrik ve ısı elde edilebilir.
  • Mekanik Susuzlaştırma: Santrifüj, belt press veya filtre pres kullanımı ile nakliye ve bertaraf maliyetleri %30’a kadar azalır.
  • Termal Kurutma: Kurutulmuş çamur yakıt olarak kullanılabilir veya çimento fabrikalarına satılabilir.

Örnek: 100.000 m³/gün kapasiteli bir tesiste anaerobik çürütme ile yıllık 2–3 GWh elektrik üretilebilir.

OTOMASYON VE DİJİTAL İZLEME SİSTEMLERİ

  • SCADA Sistemleri: Süreçlerin merkezi izlenmesi, arıza süresini kısaltır.
  • IoT Sensörleri: Debi, pH, iletkenlik, çözünmüş oksijen gibi parametreleri anlık takip eder.
  • Yapay Zeka ve Veri Analitiği: Arıza tahmini (predictive maintenance) ile bakım maliyetlerini azaltır.

YENİLENEBİLİR ENERJİ ENTEGRASYONU

  • Biyogaz: Çamur çürütmeden elde edilir ve kojenerasyon sistemlerinde elektrik üretir.
  • Güneş Enerjisi: Çatılar ve açık alanlar fotovoltaik paneller için uygundur.
  • Mikro Hidroelektrik: Tesisin giriş/çıkış debisinden enerji üretmek mümkündür.

SONUÇ

Atık su arıtma tesislerinde verimlilik, sadece enerji tüketiminin düşürülmesi değil; kimyasal optimizasyonu, çamur yönetimi, otomasyon teknolojileri ve yenilenebilir enerji entegrasyonu ile sağlanır. Bu yöntemler, işletme maliyetlerini azaltırken çevresel sürdürülebilirliği de güçlendirir.

Endüstriyel tesislerde kullanılan dikey santrifüj pompalar (vertical suspended pumps), özellikle yüksek debi ve yüksek basma yüksekliği gerektiren uygulamalarda tercih edilmektedir. Bu pompalar çoğu zaman “güvenilir” olarak kabul edilip düzenli bakımları ihmal edilse de, zamanla aşınma, yanlış işletme ve uygun olmayan yedek parça kullanımı nedeniyle verim kayıpları ve arızalar ortaya çıkar.

Bu makalede dikey pompaların verimliliğini ve güvenilirliğini etkileyen başlıca faktörleri, mühendislik hesaplarını ve uygulama önerilerini ele alacağız.

dikey pompa, vertical pump, pompa verimliliği, BEP noktası, minimum debi, kavitasyon, NPSH hesabı, rulman yağlama, mekanik salmastra, endüstriyel pompa bakımı, pompa güvenilirliği, enerji verimliliği, pompa seçimi

EN YÜKSEK VERİM NOKTASI (BEP) YAKININDA ÇALIŞMA

Her santrifüj pompanın kendine özgü bir En Yüksek Verim Noktası (Best Efficiency Point, BEP) vardır. Pompa BEP’e ne kadar yakın çalışırsa:

  • Titreşim azalır
  • Yatak ve salmastra ömrü uzar
  • Enerji tüketimi düşer

Pompanın BEP dışında uzun süre çalıştırılması, hidrolik dengesizliklere ve erken aşınmaya neden olur.

Hidrolik Güç Hesabı:
Ph = (ρ · g · Q · H) / 1000

Burada:
• Ph: Hidrolik güç (kW)
• ρ: Akışkan yoğunluğu (kg/m³)
• g: Yerçekimi ivmesi (9,81 m/s²)
• Q: Debi (m³/s)
• H: Toplam basma yüksekliği (m)

Mühendislik Notu: Pompa seçimi yapılırken çalışma noktası BEP’in %85–110 aralığında olmalıdır.

MİNİMUM DEBİ VE KAVİTASYON RİSKİ

Santrifüj pompaların belirli bir minimum debi değerinin altında çalıştırılması, akışkanın pompa içinde ısınmasına, kavitasyona ve ani basınç dalgalanmalarına yol açar.

Net Pozitif Emme Yüksekliği (NPSH) Hesabı:
NPSHavailable = (Patm − Pvap) / (ρg) + (hs − hf)

Burada:
• Patm: Atmosfer basıncı
• Pvap: Akışkanın buhar basıncı
• hs: Emme yüksekliği
• hf: Sürtünme kayıpları

Eğer NPSHavailable < NPSHrequired olursa kavitasyon kaçınılmazdır.

Çalışma Durumu Olası Etki
Minimum debinin %100’ü Normal çalışma
%70–80 Artan titreşim ve ısınma
%50’nin altında Kavitasyon, yatak aşınması
Çok düşük debi (<%30) Pompa çarkı ve gövde hasarı

YEDEK PARÇA VE MALZEME SEÇİMİ

Pompa bakımı sırasında kullanılan parçaların kalitesi, ömür üzerinde doğrudan etkilidir.

  • Orijinal tasarıma sadık parçalar yerine, mühendislik analiziyle geliştirilmiş parçalar tercih edilmelidir.
  • Kaplama ve malzeme seçimi (ör. paslanmaz çelik, bronz veya polimer kaplamalar) aşındırıcı akışkanlarda ömrü artırır.
  • Replika parçalar kısa vadede maliyet avantajı sunsa da uzun vadede daha sık arıza ve enerji kaybına yol açar.

RULMAN TASARIMI VE YAĞLAMA

Dikey pompaların güvenilirliği, büyük ölçüde rulman sistemi ve yağlama yöntemine bağlıdır.

Yağlama tipleri:

  • Yağ banyosu
  • Gres yağlama
  • Su veya akışkanla yağlama (kritik proseslerde)

Mühendislik Notu: Yetersiz yağlama → sürtünme artışı → yatak sıcaklığında 10 °C artış → ömrün %50 azalması.

SIZDIRMAZLIK SİSTEMLERİ VE MONTAJ

Pompalarda kullanılan sızdırmazlık sistemleri (packing veya mekanik salmastra) akışkanın türüne, basınca ve sıcaklığa göre seçilmelidir. Yanlış seçim, hem verim kaybına hem de güvenlik risklerine neden olur.

Ayrıca montaj ve hizalama pompaların güvenilirliği için kritik öneme sahiptir. Küçük eksen kaçıklıkları dahi salmastra ömrünü kısaltır ve titreşim seviyesini yükseltir.

SONUÇ

Dikey pompaların uzun ömürlü ve verimli çalışması, yalnızca doğru seçim değil, aynı zamanda doğru işletme ve bakım uygulamalarına bağlıdır.

  • BEP’e yakın çalışma
  • Minimum debinin korunması
  • Kavitasyonun önlenmesi
  • Doğru malzeme ve yedek parça seçimi
  • Rulman ve sızdırmazlık sistemlerinde mühendislik odaklı iyileştirmeler

sayesinde dikey pompaların enerji verimliliği artar, bakım maliyetleri düşer ve sistem güvenliği sağlanır.

Enerji maliyetlerinin yükseldiği ve sürdürülebilirliğin giderek önem kazandığı günümüzde, ticari ve endüstriyel tesisler için kojenerasyon sistemleri (CHP – Combined Heat and Power) en verimli çözümlerden biri olarak öne çıkmaktadır. CHP teknolojisi, aynı yakıttan hem elektrik hem de ısı enerjisi üreterek enerji kullanımında %80’in üzerinde verimlilik sağlayabilir. Bu da işletmelere maliyet avantajı, enerji güvenliği ve çevresel faydalar sunar.

Combined Heat and Power (CHP)

YÜKSEK ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Geleneksel enerji üretiminde elektrik santralleri yalnızca elektrik üretir ve açığa çıkan ısı boşa gider. CHP sistemlerinde ise bu ısı geri kazanılarak sıcak su, buhar veya soğutma için kullanılır.

  • Verimlilik Karşılaştırması:
  • Geleneksel elektrik + kazan sistemi verimliliği: %45–50
  • CHP sistemi verimliliği: %75–85

Bu sayede aynı miktar enerji için daha az yakıt tüketilir, bu da doğrudan işletme maliyetlerinin azalması anlamına gelir.

MALİYET TASARRUFU

CHP sistemleri, enerji faturalarında önemli ölçüde düşüş sağlar. Özellikle elektrik ve ısının aynı anda yüksek miktarda gerektiği tesislerde (ör. gıda üretimi, oteller, hastaneler) CHP en uygun çözümdür.

Ayrıca CHP sistemleri, şebekeden bağımsız çalışabilme özelliği sayesinde elektrik fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenmez. Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO) uzun vadede geleneksel çözümlere kıyasla çok daha düşüktür.

ENERJİ GÜVENLİĞİ VE KESİNTİSİZ ÇALIŞMA

Birçok endüstriyel tesis için enerji kesintileri ciddi kayıplara yol açar. CHP sistemleri:

  • Şebekede yaşanan arızalara karşı bağımsız enerji üretimi sağlar.
  • Kritik operasyonlarda yedek güç kaynağı görevi görür.
  • İhtiyaca göre esnek kapasite artırımı yapılabilir.

Özellikle hastaneler, veri merkezleri ve üretim tesisleri, CHP ile operasyonlarını kesintisiz sürdürebilir.

ÇEVRESEL VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FAYDALARI

CHP, enerji üretiminde yakıtın büyük bir kısmını değerlendirdiği için emisyonları azaltır.

  • Daha az yakıt tüketimi = daha düşük CO₂ emisyonu
  • Atık ısının geri kazanılması = çevresel ayak izin küçülmesi
  • Yenilenebilir yakıtlarla (biyogaz, biyokütle) entegrasyon imkanı

Bu özellikler, tesislerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında kritik rol oynar.

ESNEKLİK VE UYGULAMA ALANLARI

CHP sistemleri farklı ölçeklerde uygulanabilir:

  • Küçük ticari işletmeler (oteller, alışveriş merkezleri)
  • Orta ölçekli endüstriyel tesisler (tekstil, gıda, kimya)
  • Büyük kampüsler ve şehir ölçeğinde enerji altyapıları

Bu esneklik, CHP’nin hem ticari binalar hem de endüstriyel üretim tesisleri için uygun bir çözüm olmasını sağlar.

SONUÇ

Kojenerasyon (CHP) sistemleri, ticari ve endüstriyel tesislerde yüksek enerji verimliliği, maliyet tasarrufu, enerji güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik sağlayan en etkili çözümlerden biridir. Enerji maliyetlerinin arttığı günümüzde CHP teknolojisi, hem bugünün rekabet koşullarında hem de geleceğin yeşil enerji hedeflerinde işletmelere avantaj kazandırmaktadır.

Endüstriyel proseslerde kullanılan boru hatları, akışkanların güvenli, verimli ve uzun ömürlü şekilde taşınmasında kritik rol oynar. Boru hattı malzemesi seçimi yalnızca mekanik dayanım veya maliyet üzerinden yapılmaz; taşınan akışkanın fiziksel ve kimyasal özellikleri, sıcaklık, basınç ve debi değerleri de belirleyici faktörlerdir. Yanlış malzeme seçimi, erken arızalara, korozyona, yüksek bakım maliyetlerine ve sistem verimliliğinde düşüşe yol açabilir.

Bu yazıda akışkan özelliklerinin boru hattı seçiminde nasıl dikkate alınması gerektiğini, farklı malzemelerin avantajlarını ve mühendislik açısından hesaplama yöntemlerini inceleyeceğiz.

Right Product

AKIŞKAN ÖZELLİKLERİNİN MALZEME SEÇİMİNE ETKİSİ

Akışkanların taşıdığı fiziksel ve kimyasal özellikler, malzeme seçimini doğrudan etkiler:

  • Sıcaklık (T): Boru malzemesinin genleşme katsayısı ve sıcaklık dayanımı, akışkanın maksimum sıcaklığına uygun olmalıdır.
  • Basınç (P): Borunun iç basınca dayanımı Hoop Stress formülü ile hesaplanır:
    σ = (P · D) / (2 · t)
    σ = çevresel gerilme (MPa)
    P = iç basınç (bar veya Pa)
    D = boru dış çapı (mm)
    t = et kalınlığı (mm)
  • Kimyasal özellikler: Asit, baz, solvent veya klor gibi aşındırıcı akışkanlar, malzeme seçiminde kritik rol oynar.
  • Partikül varlığı: Katı partikül içeren akışkanlar, özellikle metal borularda erozyona neden olabilir.
  • Viskozite ve yoğunluk: Yüksek viskoziteli akışkanlarda pompalama için daha yüksek enerji gerekir, bu da sürtünme kayıplarını artırır.

BORU MALZEMELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Aşağıdaki tablo, endüstride yaygın kullanılan boru malzemelerinin bazı temel özelliklerini özetlemektedir:

Malzeme Avantajları Dezavantajları Uygulama Alanları
Karbon Çelik Yüksek basınca dayanım, düşük maliyet Korozyon riski yüksek, ağır Buhar hatları, mekanik tesisatlar
Paslanmaz Çelik Korozyona dayanıklı, yüksek sıcaklıkta güvenilir Maliyetli, zor işlenir Kimya, gıda, ilaç endüstrisi
Bakır Kolay işlenebilir, hijyenik Asitli ortamlara dayanıksız, pahalı İçme suyu tesisatı
PVC Hafif, ekonomik, kolay montaj Düşük sıcaklık ve basınca uygun Atık su sistemleri
CPVC PVC’ye göre daha yüksek sıcaklık ve kimyasal dayanım Çok yüksek basınçlarda sınırlı Kimyasal prosesler, sıcak su sistemleri
HDPE Esnek, darbelere dayanıklı UV ışığına karşı zayıf Doğalgaz, su dağıtım hatları

AKIŞKAN-BORU ETKİLEŞİMİ: HİDROLİK HESAPLAMALAR

Boru hattı seçimi yapılırken yalnızca malzeme değil, akışkanın boru içerisindeki davranışı da dikkate alınır. Basınç kayıpları, pompa seçimi ve enerji maliyetleri doğrudan Darcy-Weisbach formülü ile hesaplanır:

ΔP = f · (L / D) · (ρ · v² / 2)

Burada:
ΔP = basınç kaybı (Pa)
f = sürtünme katsayısı (Moody diyagramına göre)
L = boru uzunluğu (m)
D = boru iç çapı (m)
ρ = akışkan yoğunluğu (kg/m³)
v = akışkan hızı (m/s)

Yanlış malzeme seçimi, yüzey pürüzlülüğü yüksek borulara (örneğin çelik) yönelmek anlamına gelebilir ve bu da sürtünme kayıplarını artırarak enerji tüketimini yükseltir.

CPVC VE METAL BORULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Son yıllarda CPVC borular, özellikle kimya endüstrisinde metal borulara alternatif olarak öne çıkmıştır.

  • Korozyon Dayanımı: CPVC, klor, asit ve bazlara karşı yüksek direnç gösterirken karbon çelik kısa sürede korozyona uğrar.
  • Ağırlık ve Montaj: CPVC daha hafiftir, montajı kolaydır ve kaynak yerine yapıştırma yöntemi kullanılabilir.
  • Termal Dayanım: CPVC, 95–100 °C’ye kadar güvenle kullanılabilir. Paslanmaz çelik daha yüksek sıcaklıklarda avantajlıdır.
  • Maliyet: CPVC, paslanmaz çeliğe kıyasla çok daha ekonomiktir.

BAKIM VE İŞLETME MALİYETLERİNE ETKİ

Yanlış boru malzemesi seçimi:

  • Daha sık bakım ihtiyacı,
  • Yüksek enerji maliyeti,
  • Plansız duruşlar ve üretim kayıpları,
  • Erken ekipman değişimi

gibi sonuçlara yol açar. Doğru seçim ise, toplam sahip olma maliyetini (TCO) ciddi şekilde düşürür.

SONUÇ

Boru hattı malzemesi seçimi yalnızca ilk yatırım maliyeti ile değerlendirilmemelidir. Akışkanın özellikleri, çalışma basıncı ve sıcaklığı, kimyasal uyumluluk ve bakım ihtiyacı mutlaka dikkate alınmalıdır. Özellikle CPVC gibi modern malzemeler, birçok endüstride metal borulara göre daha ekonomik, uzun ömürlü ve güvenilir bir çözüm sunmaktadır.